One Meal İn A Day
Türkçe Günde Bir Öğün olan beslenme tarzı..
Yılllardır İbs ile mücedele etmeye çalışan biri iseniz , çeşitli diyetler yaptınız ancak kilo veremediyseniz , fast food alışkanlığının önüne geçemediyseniz vs.. yani ne yaptıysanız işe yaramadıysa belki bu beslenme tarzını da öğrenmeniz gerekiyordur..
Günde 3 öğün yemek yiyen biriyseniz öncesinde bedeninizi fasılalı oruça alıştırmanız iyi olur.
Ve bu şekilde belli sürelerden sonra bünyenizi Omada hazırlamaya çalışmanız daha iyi olurdu..
Tabiki tek başına bazen sadece yeme modelini değiştirmek yeterli olmuyor. Hayat tarzınız da belki komple değişmeli.. Sigara ve alkolü bırakmak, spor yapmak vs..
Stresli iş yaşantısı, boyunu aşan sorumluluklar , ekonomik zorluklar da extra bedeni zorlayabilir. Bu kilo alma olarak ya da kilo verememek olarak etkisini gösterebilir..
Kilo vermekten kastım standart ölçülere girmeye çalışmak ve insanlara güzel görünmek değil. Sadece kendiniz ile barışık olmak..
Eğer günlük öğünleriniz fazla değilse ve İbs gibi bir konu varsa gündeminizde o zaman Omad sizi çok zorlamayacaktır.
Sürekli ve az yemek bi yerde benim zihnimin sürekli yiyecek fikriyle meşgul olmasına neden oluyordu. Ve bu durumun gün içinde bana endişe , kaygı gibi negatif etkileri olması beni çok yoruyordu.
Omad ile günde bir öğün 16:00 sırasında yediğim tek öğün yeterince doyurucu oldu. Ve o öğünden sonra da açıkma hissetmedim.
Eğer gün içinde miğde kazınmaları hissedersem ki bu da miğde de gaz salımını ortaya çıkarabilir; Bir- iki fındık ve bolca su ile bu açlık hissini giderebilirsin..
Karbonhidrat tüketimini teşvik edip yağları kötüleyen klasik 3 öğünlük beslenme piramidine karşı bu beslenme tarzı bir direniş olarak da görülebilir. Zira bu piramit icat edildiğinden beri özellikle Amerika’da ve takipçisi bütün ülkelerde kalp ve damar hastalıkları, kanser türevleri, depresyon ve obezite gibi sayısız hastalık yükselişe geçti..
İbs hastalığından müzdarip biri olarak şunu açıkça belirtebilirim ; her şey birbiriyle o kadar alakalı ki. Bağırsaklar sonuçta ikinci beyin. Psikoloji de ne olup olmadığını ilk önce o hissediyor ve buna da bir cevabı oluyor. Gaz ,kramplar vs..Ve yediğimiz her yiyecek mutlaka bir şekilde bu konuya etki ediyor. Yani Psikilojiniz ve bedeniniz aslında uyumlu gidiyor. Ancak buradaki konuyu görmezden geldikçe veya yeni çözüm yolları aramadıkça sorunlar yıllar yılı devam ediyor: kilo verememe, kabızlık, gaz, ishal , karın krampları , yeme bağımlılıkları bu kategoride değerlendirilebilir.
Ayrıca spiritüel olarak ise yemek yemeye karşı hissettiğimiz doyumsuz arzu bizi onun kölesi haline getiriyor. Bu arzu ile çalışabilmek için tepkisel yemek yeme alışkanlıklarının önüne geçmek ve bedeninin ihtiyacı dışında yemek yeme psikolojini de onarıyor.
Yani gerçekten bedenim yemeğe ihtiyaç mı duyuyor ,yoksa bu bir arzu mu ?
Peki yemek yerken hangi duyguların aslında üzerini örtüyor olabilirsin?
En derin özlemlerimizi arzu nesnesine dönüştürdüğümüz araçlarla kapıyor olabilir miyiz?
Gerçekten ihtiyacımız olan nedir?
En çok neyi önemsiyorsun ?
Kalbinin gerçekten özlemini çektiği şey nedir?
Zihnin her yemek fikri ile dolduğında tepkisel davranıp mutfağa koşmak yerine yukarıdaki soruları sor kendine..
Arzuladığımı şeylerin peşinden gitmek koşullanmamızın bir parçası olarak daha derin özlemlerimizi engelliyor. Öyleyse yemek yeme alışkanlığından özgürlük bilincine , dikkatimizi arzunun kendisi üzerine vererek başlayabiliriz.
Aralık ayı boyunca her gün Omad yapmaya niyet ediyorum..
Olumlu- olumsuz deneyimlerimi zamanı geldiğinde yine bir blog yazısı ile burdan paylaşmaya da niyet ediyorum..
Sevgimle Tuğba